13 Nisan 2017 Perşembe

Gerilim ve şiddet ortasında...

Amerikalı yönetmen Jeremy Saulnier'in yönettiği 2015 yapımı sinemaskop "Green Room-Dehset Odası", şiddet sinemasının önemli filmlerden. Film, rock-hard müzik grubunun düştüğü şiddeti anlatıyor. The Ain't Rights müzik grubu, şehirleri dolaşıp barlarda çalıyorlar. Yolları Portland şehrinin ormanlarının içindeki neo-nazilerinin işlettiği bara düşüyor. Punkci neo-nazi gençler bu  barın müşterileri. Sahipler, çalışanlar ve müşteriler nazi.

Orada bir cinayetin işlendiğini gördüklerinde müzik grubunu ölümcül anlar bekliyor. Şiddetin çok sert yansıdığı filmde kanlar adeta ketçap şişesinden fışkırıyor gibiydi. Kanlar, kameraya yapışacak sanıyor insan. Filmde tipik anlamda bir iyiyle kötü yok. İyi ve kötü yer değiştirirken, yönetmen başrolü bile silmiş. Anların öne çıkanı vardı.  Yönetmen, ağırlıklı olarak dingin bir kamera kullanmış. Dikizliyor sanki. Bu dikizleme bir andan sonra seyirci tarafından dikizlemeye dönüşüyor. Filmdeki köpekler de vahşiydi. Ama final bölümünde şiddeti bırakan köpeklerden biri yaşadığı eve doğru yürüyordu. Yönetmen, koşut kurguya köpeğin yolculuğunu yansıtıyor filminde. Bu filme tipik bir korku filmi demek haksızlık olurdu. Minimalist bu film, doğal olarak korkuyu hissettiriyor. Ama kanlı sinemadan yardım bulan şiddet sineması denmeli belki bu filme. Şiddet sineması, polisiyenin alt türlerinden biriydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder