Filmler, filmler...
Yeni Zelandali yönetmen Niki Caro'nun 2017 yapımı sinemaskop "Zookeeper's Wife-Umut Bahçesi" filmi, ikinci savaşta geçiyor. Film, savaşın hemen öncesinde açılıyor. Çok geçmeden Almanlar, Varsova şehrini bombalamaya başlayınca savaş başlıyor. Varsova Hayvanat Bahçesini işleten aile, gettodaki Yahudilerden kurtarabildikleri kadarını kurtarıyorlar. Filmdeki en acılı anlardan biri, Varsova üzerine kar gibi yağan Yahudilerin külleriydi. Buna holokost deniyor. Bir an daha vardı yüreğe oturan. Gettodaki iki Alman askeri Yahudi bir genç kıza tecavüz ediyorlardı. Kızı hayata döndüren, büyük insanlardan Jan'in karısı Antonina'nin çocukluğunda yaşadığı travmasıydi belki de. Başka insanların da acıları vardı bu dünyada. Unutulmaz bir filmdi bu.
İngiliz yönetmen Rupert Sanders'in 2017 yapımı "Ghost in the Shell-Kabuktaki Hayalet" bilimkurgusu önemli bir filmdi. İMAX perdede üç boyutlu bu film, yeni varoluşcu tarafiyla öncü filmlerden. Beyni insana ait robot, robot-insan olarak dünyada çoğalınca ne olacaktı? Mira adı verilen robot-insana hatıralar da yükleniyor. Ama bu robot-insana virüs de bulaşabiliyor. Hatta "hack"lenebiliniyor. Bu robot-insan çok güzel bir beyaz kadın. Bu robot-insanlar sadece güvenlik için mi kullanılacak, yoksa hayatın her alanını mı kaplayacaklardi? Mira, bir andan sonra robot-insan olduğunu anlıyor ve geçmişini araştırıyor. Muhteşem filmdi.
Güney Koreli yönetmen Chan-wook Park'in 2016 yapımı sinemaskop "Agassi-Hizmetçi"si, çok yaratıcı ve tahmin edilemez bir film. Galli yazar Sarah Waters'in "Fingersmith" romanından uyarlanmış. Roman, Victoria döneminde geçerken, film Japon istilası altındaki Kore'de 1930'lu yıllarda geçiyor. Roman ve filmde üç bölüm var. Yönetmen, yazara sadık kalmış sanki. Dolandırıcı, yankesici kızı zengin malikaneye hizmetçi olarak girmesini sağlıyor. Amacı evin güzel kızını etkileyip onunla evlenerek parasına konmak. İkinci bölümde geriye dönüşler var. İki genç kadın da anlatıcı. İlk bölümde hizmetçi, ikinci bölümde hanımefendi anlatıyor. Üçüncü bölüm belki de daha sarsıcı. İşkence sahnesi lezbiyen sevişme kadar sarsıyor. Filmdeki lezbiyen sevişmeleri sinema tarihine geçmiş olabilir. Bu film gerçek anlamda yaratıcı ve insana beklemediği yerlere sürüklüyor. Müzikleri de muhteşemdi. Görüntüler de öyle.
Cekoslavak yazar Karel Capek (1890-1938), 1933'te yazdığı "noetik üçleme" (gnosioloji) romanının ilki yayınlandı. "Hordubal", ardından 1934'te çıkan son iki cilt, "Povetron" (Göktasi) ve "Obycejny Zivot" (Sıradan Bir Hayat) romanını okuyunca gerçekliğin bakış açısına göre değiştiği fark ediliyor. Üçlemenin son bölümünde zihinler karmakarışık oluyor.
Büyük yazar Capek'in 1920'de yazdığı "R.U.R."(Rossom'un Evrensel Robotları) bilimkurgusunda "robot" kelimesini kullanan ilk yazar olmuş ve bu terim bilim çevrelerinde kabul görmüş. Bu roman ülkemizde 1927 yılında Osmanlıca yayınlandı. Devlet Matbaası tarafından basılan "Alemsumul Suni Adamlar Fabrikası" romanı Halid Fahri çevirmiş.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder